TEVESSÜL

Allah-u Zülcelal Hazretlerine hamd-ü sena, Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve onun al-ü ashabına (Radıyallahu Anhüm) salat-ü selam olsun. Tasavvuf ehline yapılan itirazlardan biri de tevessül meselesidir. İnşallah çok fazla tafsilata ve derin ilmî tartışmalara girmeden bu mevzuyu izah etmeye çalışacağız. Muvaffakiyet Allah-u Teâlâ’dandır. Vesile; yaklaşmak manasında mastardır. Kendisi ile yaklaşılan, yaklaşmakta veya ulaşmakta vasıta olarak kullanılan şeye de ‘vesile’ denmektedir. Ayrıca; “rütbe, pay, hükümdar katında olan itibar” gibi manalara gelmektedir. Yaklaşmak için vesile edinmeye de “tevessül” denir. Mevla Teâlâ Maide Suresi 35. ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun, O’na yaklaşmaya vesile arayın, O’nun yolunda cihad edin ki, felaha (kurtuluşa) erebilesiniz.” Tevessülün yani duaların kabulü, ihtiyaçların giderilmesi veya Allah’a yaklaşmak için vesile edinmenin kısımları vardır. ALLAH’IN İSİMLERİ VE SIFATLARIYLA TEVESSÜL Allah-u Teâlâ Hazretleri, isimleri ve sıfatlarıyla kendisine dua edilmesini meşru kılmıştır. “En güzel isimler Allah Teâlâ’ya mahsustur. O’na o isimler ile duada bulunun ve O’nun isimlerinde haktan ayrılan kimseleri terkediniz. Onlar işler oldukları şeylere göre cezaya uğrayacaklardır.” (Araf:180)  Kul dua ederken Mevla Teâlâ’nın isim ve sıfatlarından ihtiyacına münasip olanları zikrederek, onlarla tevessül eder, ihtiyacının giderilmesini ister. Nitekim Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Ya Rasûlellah! Kadir gecesini bilirsem ne diye dua edeyim? sorusunu soran Aişe validemize (Radıyallahu Anha) şöyle dua etmesini söylemiştir: “Allahım! Sen ‘Afuvv’ (affeden), ‘Kerim’ (günahları görmezden gelen)sin,  affı seversin, beni affet.” (Tirmîzî) Burada Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Afuvv, Kerim” isimleriyle tevessül edilmesini işaret etmiştir. AMEL-İ SALİH İLE TEVESSÜL Kulun salih amelleriyle tevesssülde bulunması da makbul ve meşrudur. Nitekim İbni Ömer (Radıyallahu Anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Üç kişi (yolculuğa) çıktılar, yürürlerken onlara yağmur isabet etti ve dağda bir mağaraya girdiler. O sırada üzerlerine bir taş düştü (ve mağaranın ağzını kapadı). Bunun üzerine birbirlerine: ‘Yaptığınız en üstün amel ile Allah(-u Tealay)’a dua edin (hayatınızda işlediğiniz en hayırlı işi söyleyerek Allah-u Teâlâ’dan bu kayayı kaldırmasını isteyin)’ dediler…” (Buharî, Müslim) Hadis-i şerifin devamında Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), üç kişiden birinin anne ve babasına olan hizmetini, ikincisinin karşı karşıya kaldığı zina günahından vazgeçmesini, üçüncüsünün de çalıştırmış olduğu işçisinin hakkına riayet etmesini zikrederek tevessülde bulunduklarını ve Allah-u Teâlâ’nın onların içinde oldukları sıkıntıyı giderdiğini anlatmıştır. SALİH ZATLARLA TEVESSÜL Kul, Allah’ın isim ve sıfatlarıyla veya kendi yapmış olduğu salih amellerle tevessülde bulunabileceği gibi Allah-u Teâlâ katında mertebesi olduğuna, Mevla Teâlâ tarafından sevildiğine itikat ettiği bir zat ile de tevessülde bulunabilir. Bu noktada bütün Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezhebi uleması arasında ittifak vardır. Fakat bazı kimseler (İbni Teymiye ekolü ve zamanımızın haricileriyle selefi olduğunu iddia eden bir takım yanlış inanç sahipleri) ölmek suretiyle ahirete intikal etmiş zevat ile tevessülün cevazını kabul etmemektedirler.  Bu taifeden bazıları, daha da ileri giderek kabir ehli ile tevessülde bulunanları tekfir etmekte (kafir olduklarını ileri sürmekte) ve bunun kabirdeki zata ibadet etmek ve yalnızca Allah’ın yapabileceği bir işi kuldan istemek manasına geleceğini iddia etmektedirler. Hal bu ki sahbe-i kiram hazeratının, hem Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken hem de vefatından sonra onunla tevessülde bulundukları sağlam kaynaklar tarafından nakledilmiştir. İnaşaallah devam eden yazılarımızda güvenilir kaynaklardan misaller naklederek bu mevzuya açıklık getirmeye çalışacağız. Mevla Teâlâ, cümlemizi hak üzere daim kılsın. Amin…

ŞEFİK KOCAMAN HOCA EFENDİ 16,05,2016

Paylaş: Google Plus

Yazar: Ehli Sünnet Vel Cemaat Müdafaa