Featured Posts

DİYALOG MESELESİ



Besmele, hamdele ve salat-ü selamdan sonra… “Yahudiler ve Hıristiyanlar, kendi dinlerini yaşamaları durumunda cennete girebilirler mi?” sorusu aslında şuurlu Müslümanlar için konu yapılacak bir şey değildir. Fakat bu soru, ahir zamanın ilimden uzak kalmış Müslümanları için kafa karışıklığına sebep olabilmektedir. Bu bağlamda “Dinler Arası Diyalog” başlığı altında yürütülen bazı çalışmalar son on-onbeş senedir birçok kişinin şüpheye düşmesine yol açmış görünüyor maalesef. Dolayısıyla bu mevzuya değinmekte fayda var kanaatindeyim. Diyalog konuşmak demekse “Dinler Arası Diyalog” mümkün değil, din adamları arasında diyalog ise mümkün. Önemli olan konuşmanın-diyaloğun gayesi. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Yahudi ve Hıristiyan din adamlarıyla konuşması gibi İslam’ı tebliğ etmek, hakka çağırmak gayesini taşıyan diyalog Allah-u Teâlâ’nın emridir zaten. Bu gayeye matuf konuşmalar-görüşmeler on dört asırdır var ve devam etmekte. Semere olarak kılıçsız Müslüman olmuş birçok kavim saymak mümkün. Günümüzde dillendirilen “Dinler Arası Diyalog” kavramının maksadının ise Müslümanları Hıristiyanlaştırmak olduğu aşikâr.  Papa 2. Jean Paul’ün “Dinler arası diyalog olur ama İsa’nın (Aleyhisselam) tek kurtarıcı olduğu kabul edilmeli.” demesi işin aslını ortaya koymak açısından önemli. Müslümanlara doğrudan Hıristiyan olun dense kabul görmeyeceği belli. Bilakis uyanmaya vesile olma ihtimaline binaen projeyi yürütenler hakkında tehlikeli bile. Yapılan devasa çalışmaları, masrafları heba edebilir. Ancak Müslümanlara, Yahudilerin ve Hıristiyanların da cennete gireceği yalanı kabul ettirilebilirse iş kolaylaşacak, mağlup edilemeyen pehlivan kendiliğinden tuş olacak. Cahil ve dahi tembel olan bazı kimseler “Madem onlar da cennete girecek, İslam’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçmakla ne diye kendimize eziyet ediyoruz.” diyebilir. Allah muhafaza… Bazı sivil toplum kuruluşlarının ve kimi İslamî cemaatlerin yaptıkları; kâfirleri şirin göstermek, diyalog toplantıları yapmak, İbrahimî dinler söylemiyle düzmece sırattan geçip yalancı cennete girmek, Müslüman(!) bir kadınla Hıristiyan bir erkeği evlendirmek, iki dinliliği meşru göstermek, kilisede namaz kılıp İncil’den dua yapmak gibi vahim icraatlardan bahsetmek istemiyorum. Daha çok insanları aldatmak için çarpıtarak kullandıkları ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler hakkında konuşmak ve umumen Kuran-ı Kerim’den deliller sunmak arzusundayım. Mevla yardımcımız olsun… Kelime-i tevhidin ilk yarısıyla iktifa edip ikinci yarısını kabullenmeyenlerin cennete girebileceklerini iddia edenlerin öne sürdükleri meşhur delilleri (delil zannettikleri) hadis-i şerif şudur: Ebu Zer (Radıyallahu Anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu: “Ey Eba Zerr! İnsanları şununla müjdele ki; Her kim Lailaheillellah (Allah’tan başka ilah yoktur) derse cennete girer.” (Ebu Davud) Evvela belirtmemiz gereken şudur: Kendisine İslam tebliği ulaşıp da kelime-i tevhidin ikinci yarısı olan “Muhammedü’r-Rasûlüllah”ı söylemeyenlerin yani Peygamber Efendimizin peygamberliğini kabullenmeden “Lailaheillellah” diyenlerin daha açık bir ifadeyle Müslüman olmaksızın Allah’ın ilah olduğunu kabul edenlerin cennete gireceğini söyleyen bir tane sahabi, bir tane alim İslam tarihinde yoktur. Bu saçmalık son zamanın mahsulüdür. Müsteşriklerin (oryantalistlerin) ve onların talebesi olan din düşmanlarının İslam’ı bozmak, Müslümanları saptırmak için uydurdukları bir yalandır. Zikrolunan hadis-i şeriften maksadı İslam alimleri şöyle açıklamıştır: “Bir insan ne kadar günahkar olursa olsun iman ile öldükten sonra muhakkak cennete girecektir.” Hatta bu kendisine azap olunmayacağı manasına bile gelmemektedir. Nitekim Ebu Said’il Hudrî (Radıyallahu Anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Kalbinde zerre ağırlığınca iman bulunan kişi ateşten çıkartılacaktır.” buyurmuştur. Bazı alimler de mezkür hadis-i şerifi şöyle izah etmişlerdir: Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) peygamber olarak gönderildiğinde Arap toplumu putlara tapmaktaydı. Tevhid diniyle gönderilen Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanları şirkten sakındırmaya ve bir olan Allah’a ibadet etmeye davet ediyordu. Herkesin müşrik olduğu bir zamanda “Lailaheillellah” demek zaten “Muhammedü’r-Rasûlüllah” demekti. Çünkü bunu sadece O (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) söylüyordu. Bu hadis-i şerifin zahirine bakarak Müslüman olmasa da “Lailaheillellah” diyenlerin cennetlik olabileceklerini çıkarmak ancak kötü niyetli olanların kasıtlı bir aldatmacasıdır. Zira, Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etmek Allah’tan gelen her şeyi kabul etmektir. Hem Allah’ı ilah kabul etmek hem de indirdiği kitabı, gönderdiği peygamberi inkar etmek bir arada olabilir mi! Bu zerre kadar aklı olanlar katında makul bir şey midir? İnşallah bu mevzuya devam edeceğiz. Allah’a emanet olunuz…

ŞEFİK KOCAMAN HOCAEFENDİ. VAHDET GAZETESİ 19.04.2016
Paylaş: Google Plus

Yazar: Ehli Sünnet Vel Cemaat Müdafaa

    Blogger Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder