Featured Posts

Tarikatlar ve bölücülük


Allah-u Teâlâ’ya hamd-ü senalar, Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve onun al-u ashabına da salat-ü selamlar olsun. İslam dünyasının şu anki içler acısı hali her samimi Müslümanı üzmektedir. Bölünmüşlük, parçalanmışlık, herkesin kendi derdiyle uğraşması, diğer Müslümanların halini düşünmemesi dahası umursamaması yaraları sarılamaz hale getirmektedir.  Özellikle de İslam âlemini yönlendirecek, sözü dinlenir bir halifenin olmayışı birliğe giden yolda en büyük manilerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya sevgisi, ibadetlerdeki gevşeklik, şer’î-dinî ilmin noksanlığı, zikirden uzaklaşma, gaflete dalma ve en mühimi ihlas-samimiyet azlığı mevcut durumu daha içinden çıkılmaz kılmaktadır. Hâlbuki Allah-u Teâlâ, Kitab-ı Keriminde vahdeti yani birlik ve beraberliği emretmiş tefrikayı, fitneyi yasaklamıştır. Birkaç ayet-i kerime zikredelim:  “(Cihada çıkmak ve düşmana karşı sebat etmek gibi tüm emirlerinde) Allah’a ve Rasûlüne itaat edin! Çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız ve (kuvvetinizi temin etmek üzere arkanızdan esen) rüzgârınız (kaybolup) gider. (Kâfirlerle muharebede bozguna uğramamak için) sabredin! Şüphesiz ki Allah(ın yardım ve desteği) sabredenlerle beraberdir.” (Enfal:46)  “Allah’ın ipi (olan Kitabına ve dini)ne hep birlikte sımsıkı sarılın ve (Ehl-i Kitap gibi ihtilâfa düşerek haktan ve birbirinizden) ayrılmayın.” (Âl-i İmran:103) Bu manayı içeren daha birçok ayet vardır. Hadis-i şerif olarak da şunları kaydedebiliriz: Numan bin Beşir (Radıyallahu Anh) Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Cemaat (topluluk, birlik ve beraberlik) rahmettir. Ayrılık ise azaptır.” (Müsned-i Şihab)   “Her kim emirinden (başında amir bulunan kimseden) hoşuna gitmeyen bir şey görürse sabretsin. Çünkü kim cemaatten (topluluktan) bir karış ayrılır da ölürse bu ölüm cahiliyet üzere bir ölümdür.” (Müslim) Sayısız ayat-ı beyyinat ve hadis-i şeriflerde birliğin ehemmiyeti, tefrikanın zararları anlatılmış birliği bozacak her şey yasaklanmıştır. İslam alemindeki mevcut parçalanma ve akabinde getirdiği sıkıntıların sebebi hakkında çok şey söylenebilir. Dinin hükümlerinde uzaklaşma, ümmetçilikten ırkçılığa kayma belki bunların başında gelmektedir. Fakat bazılarının ihtilafın sebebi olarak mezhepleri ve tarikatları göstermesi temelsiz, delilsiz iddia olmaktan öte tarihi hakikatlere ters düşen alçakça bir iftiradır. Mezhep meselesini bir tarafa bırakarak tarikatlara dair birkaç cümle arzetmek istiyorum. Tarikatlar ümmet-i Muhammed için daima birleştirici olmuşlardır. Tarihi akışına bakıldığında tarikatlar tekkeler en zor zamanlarda; haçlı Seferleri ve Moğol istilası gibi müslümanların sıkıntıya düştüğü belalarla boğuştuğu düşmanlarla mücadele ettiği zamanlarda ümmetin sığındığı manevi huzur bulduğu derlenip toparlandığı yerler olmuştur İnsanları ihtilaftan, ayrılıktan ulülemre asi gelmekten alıkoyan, nizam ve intizama riayet etmelerine, birlik ve beraberlik için musibetlere tahammül etmelerine vesile olan tarikatlar ve tekkeler olmuştur Din-i mübin-i İslam’ın ahkâmına sadık olup ehlisünnet dairesinden çıkmadıkları müddetçe hiçbir tarikat diğerinin aleyhine olmamıştır İslam’ın güzel ahlakının öğretilip hayata tatbik edilmesine vesile olan tarikatlar şeyhleriyle, müritleriyle, tekkeler başta olmak üzere bütün müesseseleriyle daima İslam düşmanlarının hedefi olmuştur. İslam’ı parçalamak isteyenler evvela Müslümanları şeyhlerden ve alimlerden soğutmaya çalışmışlar ve bu gayeyle sahte şeyhler, sahte alimler yetiştirmişler, gerçek şeyhler ve alimlere de iftira etmeye çalışmışlardır. Her türlü fitne ve fesattan Allah’a sığınırız. İnşallah bu mevzuya devam edeceğiz. Fîemanillah…  

ŞEFİK KOCAMAN HOCAEFENDİ VAHDET GAZETESİ 06,04,2016
Paylaş: Google Plus

Yazar: Ehli Sünnet Vel Cemaat Müdafaa

    Blogger Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder