Besmele, hamdele ve salat-ü selamdan sonra… Bazı kimseler günümüzün kâfirlerini cennete sokabilmek için (!) ‘fetret devri’ meselesini gündeme getirmektedirler. Dolayısıyla bu mevzuya da icmalen (kısaca) değinmekte fayda görüyorum. Fetret devri ne demektir? Fetret lügatte (sözlükte) duraklama, kesintiye uğrama, zayıflama, gevşeme ve zafiyet gibi manalara gelmektedir. İslam ıstılahında ise fetret devri; peygamber gönderilmeyen ve buna binaen vahyin kesildiği zaman dilimlerine denir. Başka bir ifadeyle gönderilen bir peygamberin dininin bozulmasından yeni bir peygamber gönderilene kadar geçen zaman aralığına denir. Daha çok İsa (Aleyhisselamın dininin bozulması) ile Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin peygamber olarak gönderilmesi arasında geçen zaman için kullanılır. İnsanların, peygamberlerden ve onların hakka davetinden mahrum kaldıkları fetret devirlerinde yaşayanların din açısından mazur olup olmadıkları âlimler tarafından tartışılmıştır. Hak mezhep olan Ehlisünnetin Eş’arî âlimleri fetret devri insanları yani kendilerine peygamber gönderilmeyen kimseler hakkında ahirette kurtuluşa erecekleri ve cennete girecekleri görüşündedirler. Mâtüridî âlimleri ise Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaları ve akılla bilinebilecek olan iyi işleri yapıp kötü işlerden sakınmaları durumunda kurtulucu olacaklarını aksi takdirde cezaya muhatap olacaklarını söylemişlerdir. İmam-ı Rabbanî hazretleri ise fetret devri insanlarının ahirette diriltileceklerini ve haklar kısas edildikten sonra da toprak olacaklarını beyan etmiştir. Günümüzde ehl-i fetret (fetret devri insanı) denilebilecek kimseler var mıdır? Yok demek elbette zor. Çünkü; Amazon ormanlarında, Afrika sahralarında veya Sibirya gibi uzak ve ücra yerlerde İslam’dan hiç haberi olmayan kimselerin var olması muhtemeldir. Ancak diyalogcuların vehmettirmeye çalıştıkları gibi Amerika, Avrupa veya Asya’da yaşayan Yahudi, Hristiyan ve Budistlerin çoğunu bu sınıfa sokmak akıl karı değildir. Bilakis kasıtlı bir yanıltma, saptırma ve İslam’ı sulandırma olarak karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki; Bu din yeryüzünde 1400 küsur senedir var. Yüzlerce savaş yapmış, milyonlarca kilometre kare alanda asırlar boyu hükümran olmuş, dünyaya yayılmış. Son yüz-yüz elli sene hariç yani bazı istisnai zamanlar dışında takriben on üç asır dünyada süper güç olmuş bir din. Kısaca temas etmek gerekirse: Arap yarımadası Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında fethedildi. Hulefa-i raşidîn (dört halife) döneminde Horasan’dan Libya’nın batısına, Azerbaycan’dan Yemen’e, Emevî-Abbasî döneminde Hindistan’dan Atlas Okyanusu’na ve Avrupa’da Endülüs (İspanya) üzerinden Fransa içlerine kadar olan topraklar İslam toprağıydı. Ve Türklerin Müslüman olup İslam sancağını ele almasıyla Çin Seddi’nden başlayarak Orta Asya (Türk toprakları), Hindistan, (Endonezya,) Rusya’nın içlerinden Karadeniz’i ve Akdeniz’i göl yaparak Anadolu ve Balkanlar üzerinden Viyana kapılarına, Atlas Okyanusu kıyılarından Afrika’nın içlerine uzanan yirmi milyon kilometrekareden fazla bir alana yayılan bir din. Yani günümüzde iki milyara yakın insanın benimsediği tarihin en büyük medeniyetinden bahsediyoruz. Bu zaman zarfında arada az süre haricinde dünyanın süper gücü kimler? Müslümanlar… Her yerde İslam tatbik edilmiş, her yere İslam davetçileri ulaşmış. Kılıçtan ziyade maddi ve manevi güzellikleriyle yayılan bir din. Dönelim meselemize ve yeniden soralım: Bilgi-iletişim çağında, teknolojide herkesten önde olan, güneş sistemindeki gezegenlerin üzerindeki kraterleri inceleyecek kadar araştırmacı, ayrıca bin yıldır İslam’la savaşan, sayısız kere İslam’ın hem tebliğine hem kılıcına muhatap olmuş olan Avrupa’da (ve onun yavrusu olan Amerika’da) hiçbir şeyden haberi olmayan fetret devri insanları var öyle mi? Yapmayın Allah aşkına! Siz neyin peşindesiniz? Bakın, hiç olmaz demiyorum ama sizin kâfirleri mazur ve hatta hoş göstermeye çalışmanıza, onların Müslüman olmaksızın cennete girebileceklerini ima etmenize ya da doğrudan ifade etmenize (Kur’an ve sünnetten hareketle) şiddetle karşı çıkıyorum. Allah hidayet eylesin. Âmîn…
ŞEFİK KOCAMAN HOCA EFENDİ 04,05,2016
Featured Posts
- Blogger Yorumları
- Facebook Yorumları
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder