Featured Posts

DİYALOG MESELESİ-3


Besmele, hamdele ve salat-ü selamdan sonra… Aslında en güncel ve bir o kadar da önemli mesele mezhepsizlik ve ırkçılık meselesiydi. Fakat o ki ‘Diyalog’ meselesine girdik devam edelim. İnşallah önümüzdeki günlerde mezhep meselesine özellikle değineceğiz. Mevla’mızdan bizleri hak üzere sabit kılmasını niyaz ederiz… BÜTÜN İNSANLIĞIN PEYGAMBERİ Son peygamber ve bütün insanlığın peygamberi Rasûlüllah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’dir. Allah-u Teâlâ Hazretleri kelam-ı kadiminde şöyle buyurmaktadır:  “(Rasûlüm!) Biz seni (Arap-Acem, siyah- beyaz ayrımı olmaksızın) topluca bütün insanlara, ancak (inananlar için) gerçek bir müjdeleyici ve (inkâr edenler için) tam bir uyarıcı olarak gönderdik. Lâkin insanların pek çoğu bilmezler.” (Sebe:28)  “(Habîbim!) de ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ki ben, O Allah’ın sizin hepinize (göndermiş olduğu) elçisiyim ki, göklerin ve yerin (saltanat ve) mülkü sadece Kendisine aittir, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, O diriltir ve öldürür! O halde Allah’a da, o Nebiyy-i Ümmî olan Rasûlüne de iman edin ki, o da Allah’a ve (hem kendisine, hem de diğer peygamberlere indirmiş olduğu) kelimelerin(in tümün)e inanmaktadır. Bir de (kuru bir tasdikle yetinmeyip, dinini yaşamakla yükümlü olduğunuzu kabullenerek) ona hakkıyla tâbi olun, tâ ki siz hidayet bulabilesiniz!” (A’raf:158) Mahmud Efendi hazretleri, bu ayet-i kerimenin izahında şunları kaydetmiştir: “Bu ve bir önceki ayet-i kerimelerden açıkça anlaşıldığı üzere; hidayet ve felâha erişebilmek ve neticesinde cennete girmek için, sadece Allah’a ve ahirete inanmak gibi şartlar yeterli olmadığı gibi, Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ve dininin doğruluğuna inanmak da yeterli değildir. Bilakis Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e inanmak, getirdiği dine ve kitaba hakkıyla uymak gibi şartlar da vardır. Demek oluyor ki; Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in dinini inkâr eden Yahudi ve Hristiyanlardan müteşekkil Ehlikitap cennete giremeyecektir. Yine İslâm’a karşı hoşgörülü olan fakat: “Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hak peygamberdir, İslâm da gerçek bir dindir, ancak ben kendi dinimde devam etmekteyim, onlara uymakla yükümlü değilim!” diyerek, kendi bâtıl dinlerini bırakmayan ve İslâm’a girip, dinle alâkalı her konuda Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e harfiyyen uymaya mecbur olduğunu kabul etmeyen kitap ehli de, asla cennete giremeyecek ve felâha eremeyecektir. (Beyzâvî) (Kur’an-ı Mecid ve Tefsirli Meal-i Alisi) Basit bir soru soralım: ‘Kendilerine gönderilen peygamberi kabul etmeyen, onun dinine girmeyen insanların hükmü nedir?’ İslam’dan zerre kadar nasibi olanın diyeceği ve demesi gereken şudur: “Kâfirdir ve ebedi cehennemliktir.” Allah-u Teâlâ bir kavme peygamber gönderir de onlar o peygambere iman etmezlerse, onun dinine girmezlerse kâfir olurlar. Doğru olduğunu bilmek, doğru olduğuna inanmak yeterli değildir. O dinin bir ferdi olmak ve onu hayatında tatbik etmenin zaruri olduğuna inanmak gerekir. Dolayısıyla kendilerine gönderilen peygambere uymayan, onun dinine girmeyen kimse kâfirdir, ebedi cehennemliktir. Neûzübillah. Binaenaleyh, Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in daveti kime ulaştıysa o kişi iman etmek ve İslam’a girmek zorundadır. Çünkü O (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bütün insanlara ve hatta cinlere de gönderilmiştir.  BÜTÜN PEYGAMBERLERE İMAN ŞART Ebedi kurtuluş için insanların sadece kendilerine gönderilen peygambere inanmaları dahi yeterli değildir. Kendilerine gönderilen peygamberin dinine girmekle beraber Allah’ın gönderdiği bütün peygamberlere ve indirdiği bütün kitaplara inanmak şarttır. Nitekim Mevla Teâlâ şöyle buyurmuştur:  “Her kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve o son günü inkâr ederse, muhakkak ki o, pek uzak bir sapmayla (hak yoldan) sapıtmıştır.” (Nisa:136)

ŞEFİK KOCAMAN HOCAEFENDİ. VAHDET GAZETESİ 28.04.2016
Paylaş: Google Plus

Yazar: Ehli Sünnet Vel Cemaat Müdafaa

    Blogger Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder