Besmele, hamdele ve salat-ü selamdan sonra… Dünkü yazımızda asıl insan ruhtur demiştik. Bu mevzuyu izah için Mahmud Efendi Hazretleri ile şeyhi Ali Haydar Efendi arasında geçen şu kıssayı yine onun lisanından nakledelim; “Bir gün Efendi Babam (Ali Haydar Efendi) (Kuddise Sirruhu) bana sordu: “Kendini biliyor musun?” “Evet” dedim. “Oo.. Sen büyük adamsın. Öyle ise bana kendini göster.” dedi. Ben de bedenimi işaret ederek “İşte” dedim. O da: “Sen bana Mahmud’u değil, bir odun kütüğü gösterdin.” dedi ve izah etti; “Sen bir gün çok yorucu işlerde çalıştın ve yatmak için akşamı zor bekledin. Akşam olunca evdekilere durumu izah ederken uyudun kaldın. Onlar da yorgunluğunu anlayıp sana dokunmadılar. Peki! Sen uyurken hem uyur, hem onları görür müsün? Yok. Hem uyur, hem onların dediklerini işitir misin? Yok. Hem uyur, hem onlarla konuşur musun? Yok. Hâlbuki senin bana gösterdiğin Mahmud burada. Niye görmüyor? Bir Mahmud ki gözü görmez, kulağı işitmez, lisanı söylemez, o odun değil de ya nedir?” dedi. Ben de odun olduğumu kabul ettim. “Bir de sen ellerini birbirine vurarak uyandın. “Ne oldu?” dediler. “Ben şimdi Beytullah’da idim.” diyorsun. Onlar da: “Sus, biz sana yorgunsun diye dokunmadık, sen buradan bir yere ayrılmadın, şimdi ise ne diyorsun?” dediler. Sen de: “İsterseniz size orayı anlatayım.” dedin. Ve “Hacerü’l-Esved şurada, zemzem-i şerif şurada, hacılar şöyle tavaf ediyor.” dedin. Onlar da “Her halde bu gitmiş.” dediler. Ama bu Mahmudlar iki tane olsa gerek. Bir görünen Mahmud, o buradadır. Bir de görünmeyen Mahmud. O görünmeyen Mahmud gitse gerek.” Efendi Babam sordu: “Oraya giden kimdi?” Ben de: “Ruhtur” dedim. “O zaman Mahmud’u göster deyince, niye o ruhu göstermiyorsun da, görmeyen işitmeyen konuşmayan bedeni gösteriyorsun?” dedi. Ruh uyuduğu vakit bedenden ayrılır, bir de öldüğü vakit ayrılır. Uyku ölümün kardeşidir. Eğer bir insan ruh yok dese, öyleyse; Kim görüyor, kim işitiyor, kim konuşuyor? Görünmediği halde ruh var, görünmediği halde de Allah vardır. Her şeyi idare eden de odur.” (Sohbetler) Mevla Teâlâ’nın vucûd sıfatı, tabileri olan hayat, ilim, semi, basar, irade, kudret, kelam ve tekvin sıfatlarıyla beraber evvela ruha tecelli etmektedir. Ruhun beden ile irtibatı neticesinde de bu sıfatların eserleri bedende zahir olmaktadır. Hakikatte gören, işiten, bilen, hisseden, duygulanan, gülen, ağlayan, öfkelenen veya merhamet eden hulasa bütün bu vasıflarla muttasıf olan ruhtur. Bu yüzden insanın kemale (olgunluğa) erişmesi için manevi terbiye şarttır. Beden terbiyesi kolay ve basit, ruh terbiyesi ise zor ve uzundur. Zaten insanın doğar doğmaz annesinin memesini araması, bulur bulmaz da zahirde hiç kimsenin öğretmesi olmaksızın emmeye başlaması insanın beden terbiyesine ne kadar meyyal ve müştak olduğunu göstermeye yeterlidir. Ruh terbiyesi ise iç dünyamızda nefis ve şeytana, dış dünyamızda da nefisleşmiş, şeytanlaşmış insanlara ve cinlere karşı her cephede yürütülmesi gereken çok çetin bir savaştır. Enes bin Malik (r a)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte (bir savaş dönüşü) Rasûlüllah (Sallahu Aleyhi ve Sellem) nefse karşı yapılan cihadın zorluğuna işaret babında şöyle buyurmuştur; “Küçük cihattan (kâfirlerle yapılan savaştan) büyük cihada (nefse karşı yapılan savaşa) döndük.” (Beyhakî, Zühd S.165 Hadis N.373) Kuran-ı Kerim’de Yusuf (Aleyhisselam)’ın bu mevzuya dair sözü şöyle nakledilmiştir; “(Peygamberlerin Allah tarafından korunma nimeti bir yana,) yine de ben nefsimi(, yaratılışı gereği kötülüklere meyletme vasfından) temize çıkaramam. Gerçekten de (insana verilen) nefis elbette kötü şeyleri çokça emredicidir. Lâkin Rabbimin acıması müstesnâ (çünkü bu rahmet onu kötü meyillerinden döndürebilir)! Şüphesiz benim Rabbim (nefsine uyup da kötü işler yapanların tevbelerini çokça kabul ederek günahlarını bağışlayan bir) Ğafûr’dur; (kullarına çok acıdığından, kimini günaha meyilden koruyarak, kimini de tevbeye muvaffak ederek rahmetine mazhar kılan bir) Rahîm’dir.” (Yusuf Suresi:53)
ŞEFİK KOCAMAN HOCAEFENDİ 22,06,2016
Featured Posts
- Blogger Yorumları
- Facebook Yorumları
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder